Phuket’te yürütülen Operasyon 293 sayesinde Doğu Avrupalı bir hackerin çaldığı kripto varlıklar geri alınırken, USDT ve BTC izleriyle uluslararası işbirliği öne çıktı
Phuket’te saklandığı belirtilen bir Avrupa kökenli bilgisayar korsanına karşı yürütülen siber operasyon, Tayland’ın CCIB adlı birimince başarıyla tamamlandı. Operasyon kod adı olarak anılan ‘Operasyon 293’, çalınan dijital varlıkların mağdur halka geri ödenmesi sürecinde kilit rol oynadı ve FBI’ın bilgi akışıyla yönlendirme sağladı. Bu gelişme, Phuket’in özellikle kripto suçları ve siber kaçış için uluslararası odak noktalarından biri haline geldiğini gösterdi. Kaynaklar, olayın bölgesel olarak büyüyen bir işbirliği ağıyla takip edildiğini belirtiyor ve kamu güvenliğini artıran bu tür operasyonların dikkat çekici olduğunu vurguluyor
Operasyonun ayrıntılarına göre hedef, zararlı yazılım aracılığıyla kullanıcı cihazlarına erişim sağlayan bir kötü yazılım zinciriyle hesap anahtarları ve seed ifadelerini ele geçirmişti. Kaçırılan kripto varlıklar önce USDT ve Bitcoin olarak transfer edildi; ardından çok sayıda dijital cüzdana dağılmıştı. Bu süreçte, mağdur hesaplarının kilit anahtarlarının izine rastıldı ve finansal akışın parçalanması için çeşitli adresler kullanıldı. Bu noktada Decrypt’in haberine göre uluslararası bazı kaynaklar devreye girerek kripto akışını izlemeyi kolaylaştırdı ve operasyonun etkisi arttı. Decrypt’in haberine bakınız
Operasyonun kilit adımları ve işbirlikleri
Yetkililer, çalınan USDT’nin Tether tarafından dondurulmasına kadar giden bir dizi adımın atıldığını açıkladı. Ayrıca Bangkok merkezli kripto borsası Bitkub ile yapılan teknik incelemeler, akıllı sözleşmelerin ve transferlerin izlenmesini sağladı ve varlıkların güvenliğine yönelik çalışmalar hızlandırıldı. CCIB’nin başı olan bazı yetkililer, operasyonun uluslararası bir boyuta sahip olduğunu ve dijital varlık güvenliğinin bu tür adımlarla güçlendiğini belirtti. Bu süreçte, vakada yer alan mağdurlar üzerinde maddi kayıpların telafisi için hızlı hareket edilmesi de kritik bir unsur olarak görüldü.
Operasyonun elde ettiği sonuçlar, Tayland’ın kripto suçlarıyla mücadelede gösterdiği kararlılığı bir kez daha teyit ediyor. Kripto güvenliği konusunda kamu kurumları ve özel sektör arasındaki koordinasyon, benzer olaylarda da daha etkili sonuçlar doğurabilir. Uygulanan strateji, sadece bu vaka için değil, gelecekte benzer durumlarda da bir referans noktası oluşturuyor.
Bu tür olaylar, Tayland’ın sınırları aşan suç ağlarına karşı verdiği mücadeleye dair önemli ipuçları sunuyor. Geçmişte benzer vaka ve operasyonlar da bu yükselen trendi destekler nitelikteydi; örneğin bazı uluslararası operasyonlar ve yerel soruşturma çalışmaları, güvenlik politikalarının güçlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Bu bağlamda, kripto suçlarına karşı koordineli mücadele, hem kullanıcı hem de piyasa güvenliği açısından kritik bir rol oynamaya devam ediyor.